BARO TARAFINDAN GÖREVLENDİRİLEN MÜDAFİLER LEHİNE BERAAT VEKALET ÜCRETİ UYGULAMALARI (YARGITAY CEZA DAİRELERİ VE CEZA GENEL KURULU KARARLARI)

Bu çalışma, baro tarafından görevlendirilen müdafilerin, sanıkların beraati halinde vekalet ücretine hak kazanıp kazanamayacağı konusundaki tereddütleri gidermek, uygulamada birlik sağlamak ve meslektaşlarımızın lehine olan yüksek yargı kararlarını bir araya getirmek amacıyla hazırlanmıştır.

Uygulamada, baro tarafından görevlendirilen müdafilerin temsil ettikleri sanıkların beraat etmesi halinde, bazı mahkemeler tarafından “zorunlu müdafilerin vekalet ücreti talep edemeyeceği” yönünde hatalı değerlendirmelere rastlanmaktadır. Oysa Yargıtay Ceza Daireleri ile Ceza Genel Kurulu’nun yerleşik içtihatlarına göre; sanığın beraatine karar verilmesi durumunda, baro tarafından görevlendirilen müdafi lehine de Hazine aleyhine maktu vekalet ücretine hükmedilmesi zorunludur.

Bu içtihat derlemesi, meslektaşlarımızın özellikle aleyhe karar ihtimali bulunan yargılamalarda, istinaf ve temyiz aşamalarında veya beraat hükmü kurulmasına rağmen vekalet ücreti yönünden eksik karar verilen dosyalarda dayanak olarak kullanabilecekleri emsal nitelikli kararların tamamını içermektedir.

5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu, 5320 sayılı CMK’nın Yürürlük Kanunu’nun 13. maddesi, 1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun 168. maddesi ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 14/4. maddesi bu içtihatların yasal temelini oluşturmakta; Yargıtay 1., 2., 3., 4., 6., 8., 10. Ceza Daireleri ile Ceza Genel Kurulu bu düzenlemeler çerçevesinde açık ve net bir biçimde zorunlu müdafilerin vekalet ücretine hak kazandığını ortaya koymaktadır.

Hazırlanan bu çalışma, yalnızca bir içtihat derlemesi olmanın ötesinde, baro tarafından görevlendirilen müdafilerin emeklerinin karşılığını alabilmesini sağlamak amacıyla mesleki dayanışma ve uygulama birliği hedefiyle oluşturulmuştur.
Metin, ilgili kararların tamamını orijinal halleriyle içermekte olup, mahkemelere ve üst yargı mercilerine sunulabilecek nitelikte hazırlanmıştır.

İlgili tüm kararlar;

Ceza Genel Kurulu 2025/67 E. , 2025/184 K.

"İçtihat Metni"

GEREKÇE:
A. İlgili Mevzuat ve Uyuşmazlık Konusuna İlişkin Açıklamalar
Konu ile ilgili hukuki düzenlemeler: i. CMK’nın "Müdafin Görevlendirilmesi" başlıklı 150. maddesi şöyledir;

"(1) Şüpheli veya sanıktan kendisine bir müdafi seçmesi istenir. Şüpheli veya sanık, müdafi seçebilecek durumda olmadığını beyan ederse, istemi halinde bir müdafi görevlendirilir.

(2) Müdafil bulunmayan şüpheli veya sanık; çocuk, kendisini savunamayacak derecede malul veya sağır ve dilsiz ise, istemi aranmaksızın bir müdafi görevlendirilir.

(3) Alt sınırı beş yıldan fazla hapis cezasını gerektiren suçlardan dolayı yapılan soruşturma ve kovuşturmada ikinci fıkra hükmü uygulanır.

(4) Zorunlu müdafilikle ilgili diğer hususlar, Türkiye Barolar Birliğinin görüşü alınarak çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir." i

i. 5320 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun'un "Müdafi ve vekil ücreti" başlıklı 13. maddesi de şu şekildedir;

"1) Ceza Muhakemesi Kanunu gereğince soruşturma ve kovuşturma makamlarının istemi üzerine baro tarafından görevlendirilen müdafi ve vekile, avukatlık ücret tarifesinden ayrık olarak, Türkiye Barolar Birliğinin görüşü de alınarak Adalet ve Maliye bakanlıkları tarafından birlikte tespit edilecek ücret, Adalet Bakanlığı bütçesinde bu amaçla yer alan ödenekten ödenir. Bu ücret, yargılama giderlerinden sayılır.

2) Bu madde uyarınca yapılacak ödeme ve uygulamaya ilişkin usûl ve esaslar Türkiye Barolar Birliğinin görüşü de alınmak suretiyle Adalet Bakanlığı tarafından çıkarılacak yönetmelikle belirlenir."

iii. Ceza Muhakemesi Kanunu Gereğince Müdafi ve Vekillerin Görevlendirilmesi ile Yapılacak Ödemelerin Usul ve Esaslarına İlişkin Yönetmelik'in "Ücret" başlıklı 8. maddesi;

"1) Ceza Muhakemesi Kanunu gereğince baro tarafından görevlendirilen müdafi veya vekile Avukatlık Ücret Tarifesinden ayrık olarak hazırlanacak Ceza Muhakemesi Kanunu Gereğince Görevlendirilen Müdafi ve Vekillere Yapılacak Ödemelere İlişkin Tarife gereğince ödenecek meblağ Adalet Bakanlığı bütçesinde bu amaçla ayrılan ödenekten karşılanır.

2) Müdafi veya vekilin göreyi gereği yaptığı zorunlu yol giderleri ile kendisi tarafından karşılanması durumunda temyiz, istinaf ve itiraz harçları ayrıca ödenir.

3) Müdafi veya vekile Tarife gereğince ödenen meblağ, zorunlu yol giderleri ve müdafi veya vekil tarafından ödenen temyiz, istinaf ve itiraz harçları yargılama giderlerinden sayılır.",

iii. Aynı yönetmeliğin "Tarife" başlıklı 9. maddesi; "Ceza Muhakemesi Kanunu gereğince baro tarafından görevlendirilen müdafi veya vekile ödenecek meblağ, Türkiye Barolar Birliğinin görüşü de alınmak suretiyle Adalet ve Maliye Bakanlıkları tarafından her yıl Aralık ayında hazırlanan ve 1 Ocak tarihinden geçerli olmak üzere düzenlenen Tarifede gösterilir. Tarife ayrıca Resmî Gazete'de yayımlanır.",

ii. CMK'nın 150/4, 5320 sayılı Kanun'un 13. ve anılan Yönetmeliğin "Ücret" başlıklı 8 ve "Tarife" başlıklı 9. maddelerine istinaden düzenlenip 13.01.2024 tarihli ve 32428 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren ve karar tarihinde uygulanması gereken Ceza Muhakemesi Kanunu Gereğince Görevlendirilen Müdafi ve Vekillere Yapılacak Ödemelere İlişkin 2024 Yılı Tarifesi'nin "Ücret" başlıklı 1. maddesi; soruşturma ve kovuşturma makamlarının talebi üzerine görevlendirilen müdafi veya vekillere ödenecek meblağları belirlemektir.", "Kapsam" başlıklı 2. maddesi ise; "Bu Tarife, Ceza Muhakemesi Kanunu gereğince görevlendirilen müdafi veya vekillerin yapacakları hukuki yardımlar için uygulanır.", AAÜT'nin 14. maddesinin 4. bendine göre ise; "Beraat eden ve vekil veya müdafi ile temsil edilen sanık yararına Hazine aleyhine maktu avukatlık ücretine hükmedilir. Bu hüküm, sanığın 4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu gereğince görevlendirilen müdafii bulunması durumunda kovuşturma için Hazineden alınan ücretin mahsubu suretiyle uygulanır."

iiiii. 1136 sayılı Avukatlık Kanunu'nun "Avukatlık ücret tarifesinin hazırlanması" başlıklı 168. maddesi ise şöyledir; "Baronun yönetim kurulları, her yıl Eylül ayı içerisinde, yargı yerlerindeki işlemler ile diğer işlemlerden alınacak avukatlık ücretinin asgarî hadlerini gösteren birer tarife hazırlayarak Türkiye Barolar Birliğine gönderirler. Türkiye Barolar Birliği Yönetim Kurulunca, baro yönetim kurullarının teklifleri de göz önüne alınmak suretiyle uygulanacak tarife o yılın Ekim ayı sonuna kadar hazırlanarak Adalet Bakanlığına gönderilir. Şu kadar ki hazırlanan tarifede; genel bütçeye, il özel idareleri, belediye ve köylere ait vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülükler ve bunların zam ve cezaları ile tarifelere ilişkin davalar ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun uygulanmasından doğan her türlü davalar için avukatlık ücreti tutarı maktu olarak belirlenir. Bu tarife Adalet Bakanlığına ulaştığı tarihten itibaren bir ay içinde Bakanlıkça karar verilmediği veya tarife onaylandığı takdirde kesinleşir. Ancak Adalet Bakanlığı uygun bulmadığı tarifeyi bir daha görüşülmek üzere, gösterdiği gerekçesiyle birlikte Türkiye Barolar Birliğine geri gönderir. Geri gönderilen bu tarife, Türkiye Barolar Birliği Yönetim Kurulunca üçte iki çoğunlukla aynen kabul edildiği takdirde onaylanmış, aksi halde onaylanmamış sayılır; sonuç Türkiye Barolar Birliği tarafından Adalet Bakanlığına bildirilir. 8 inci maddenin altıncı fıkrası hükümleri kıyasen uygulanır. Avukatlık ücretinin takdirinde, hukukî yardımın tamamlandığı veya dava sonunda hüküm verildiği tarihte yürürlükte olan tarife esas alınır.". Yer verilen düzenlemeler birlikte değerlendirildiğinde şu sonuçlara ulaşmak mümkündür;

a. Kural olarak yargı yerlerindeki işlemler ile diğer işlemlerden alınacak avukatlık ücretinin asgarî hadlerini gösteren tarifeyi hazırlamak görev ve yetkisi Türkiye Barolar Birliği Yönetim Kuruluna aittir. Bu tarife, Adalet Bakanlığınca onaylandığında veya yasada öngörülen sürede bakanlıkça karar verilmediği ya da bakanlıkça geri gönderildiği durumda Türkiye Barolar Birliği Yönetim Kurulunca üçte iki çoğunlukla aynen kabul edildiği hâllerde onaylanmış sayılmakla kesinleşir (1136 syk madde 168).

b. 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu gereğince soruşturma ve kovuşturma makamlarının talebi üzerine baro tarafından görevlendirilen müdafi veya vekillere yapacakları hukuki yardımların karşılığı olarak ödenecek meblağlar hakkında 5320 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun'un 13. maddesinde özel bir düzenlemeye yer verilmiştir. Anılan madde sarahatine göre bu ücret/meblağ, "…avukatlık ücret tarifesinden ayrık olarak…", Türkiye Barolar Birliğinin görüşü de alınarak Adalet ve Maliye Bakanlıkları tarafından birlikte tespit edilecektir.

c. Aynı Kanun maddesinin 2. fıkrasında, bu madde uyarınca yapılacak ödeme ve uygulamaya ilişkin usûl ve esasların Türkiye Barolar Birliğinin görüşü de alınmak suretiyle Adalet Bakanlığı tarafından çıkarılacak yönetmelikle belirleneceği hüküm altına alınmış, Bakanlık da buna istinaden "Ceza Muhakemesi Kanunu Gereğince Müdafi ve Vekillerin Görevlendirilmeleri İle Yapılacak Ödemelerin Usul ve Esaslarına İlişkin Yönetmelik" çıkarmıştır.

d. Anılan Yönetmeliğin "Ücret" başlıklı 8. maddesinde, 5320 sayılı Kanun'un 13. maddesinde yer alan hüküm tekrar edilmiş, "Tarife" başlıklı 9. maddesinde ise görevlendirilen müdafi veya vekile ödenecek meblâğla ilgili tarifenin Türkiye Barolar Birliğinin görüşü de alınmak suretiyle Adalet ve Maliye Bakanlıkları tarafından her yıl Aralık ayında hazırlanan ve 1 Ocak tarihinden geçerli olmak üzere düzenlenen tarifede gösterileceği öngörülmüştür. Ancak kural olarak yargı yerlerindeki işlemler ile diğer işlemlerden alınacak avukatlık ücretinin asgarî hadlerini gösteren tarifeyi hazırlamak görev ve yetkisi 1136 sayılı Kanun'un 168. maddesi gereğince Türkiye Barolar Birliği Yönetim Kuruluna ait olduğundan, uygulamanın zikredilen yönetmeliğin 9. maddesi değil ve fakat 1136 sayılı Kanun'un 168. maddesi gereğince istikrarlı biçimde süregeldiği üzere devam ettirildiği görülmektedir. Yani Barolar Birliği Yönetim Kurulunca hazırlanan tarifeye eklenen bu meblağlar (İlgili tarife madde 14/4) Adalet Bakanlığına gönderilmekte, her iki bakanlıkça uygun görüldüğü için Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girmektedir. Bu haliyle, özellikle anılan düzenlemelerle ilgili iptal başvurusundan da bahsedilmediğine göre Adalet ve Maliye Bakanlıklarının kanun metnine, yönetmeliğe göre öncelik tanıyarak gönderilen tarifedeki meblağla ilgili uygunluk takdir ve değerlendirmesi yapmakla yetindiği söylenebilir. Netice itibarıyla ödenecek meblağ üzerinde kamu maliyesi bakımından takdir hakkının bakanlıklarda olduğu kanuni bir mekanizmanın kurulduğu ve sistemin 2025 yılı için de bu suretle işlemeye devam ettiği görülmektedir.

e. Tarifede belirlenen ve onaylanan ücret, sanığın 4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu gereğince görevlendirilen müdafii bulunması durumunda kovuşturma için Hazineden alınan ücretin mahsubu suretiyle ödenecektir (İlgili tarife madde 14/4).

g. Dava sonunda, kararla tarifeye dayanılarak karşı tarafa yüklenecek vekâlet ücreti avukata aittir (1136 syk madde 164/4). 1136 sayılı Kanun'un 169. maddesinde yer alan "karşı tarafa yükletilme" kuralının ceza muhakemesi bakımından ilgili normu, CMK'nın 324. maddesi olup bu maddenin birinci fıkrasında belirtilen; "tarifesine göre ödenmesi gereken avukatlık ücretleri" ifadesi ile CMK'da yargılama gideri olarak kabul edilen avukatlık ücretinin Asgari Ücret Tarifesi'ne göre ödeneceği kabul edilmelidir.

h. Zikredilen düzenlemelerin, normal hiyerarşisi bağlamında bir üst norma aykırılığı ileri sürülüp gereğine tevessül edilmedikçe uygulayıcıları bağlayacağı her türlü tartışmadan varestedir. Diğer taraftan, müdafiş; "Şüpheli veya sanığın ceza muhakemesinde savunmasını yapan avukatı" ifade etmektedir (CMK madde 2). Bu avukatın seçilmiş ya da görevlendirilmiş olmasının hak ve sorumlulukları itibarıyla bir fark bulunmamaktadır. Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin kanuni dayanağı olan 1136 sayılı Kanun'un 168. maddesinde, asgari ücret belirleme hususunda zorunlu müdafi ile seçilmiş/vekâletnameli müdafi arasında herhangi bir ayrım yapılmamıştır. Kural olarak tarifeler, müdafie icra ettiği hukuki yardımın karşılığı olarak ödenmesi gereken asgari veya maklu ücret tutarını belirlerler. Bu miktarın, ülkenin ekonomik koşulları ve ihtilaf bağlamında bütçe denegleri gözetilerek belirlenmesi gerektiğinde şüphe yoktur. Ancak unutulmamaları ki; avukatlık, kamu hizmeti ve serbest bir meslektir. Avukat, yargının kurucu unsurlarından olan bağımsız savunmayı serbestçe temsil eder (1136 sayılı kanun madde 1). İHAS'ın 6. maddesinden daha geniş bir teminat alanı oluşturarak kanunda öngörülen cezanın asgari haddi kriterine göre müdafiş hukuki yardımını zorunlu kılan hukuk sisteminin, bu hakkın etkin biçimde kullanılmasını da garanti ettiği söylenmelidir. Bu cümleden olarak, seçilmiş müdafi ile aynı görevi, aynı şartlarda eda eden, hatta bazı durumlarda (CMK madde 188 gibi) daha fazlasını yapmak mecburiyeti bulunan zorunlu/görevlendirilmiş müdafiş hukuki yardımını zorunlu, seçilmiş müdafi ile eşit olması beklenmesede, yargının kurucu unsurlarından olan bağımsız savunmayı serbestçe temsil edebilmesi adına, sarf edilen emek ve mesai ile orantılı ve meslek onuruna yarışır bir miktara tekabül etmesi gerekir. İlgili Bakanlıkların ihtilaf konusu uygulamayı 2025 yılında da sürdüregelemesi, bu bilinç ve tercihin tezahürü olarak değerlendirilmelidir.

B. Somut Olayda Hukuki Değerlendirme
Uyuşturucu madde ticareti yapmak suçundan eylemine uyan TCK’nın 188/3-4, 53, 54 ve 63. maddeleri uyarınca cezalandırılması iddia ve talebiyle düzenlenen iddianameye istinaden yargılanan, CMK’nın 150. maddesinin 3. fıkrası gereğince yargılama merciinin talebi üzerine Baro tarafından kendisine zorunlu müdafi görevlendirilen ve fakat yargılama sonucunda beraat eden sanık lehine; 5320 sayılı Kanun'un 13., ilgili Yönetmelik'in 8 ve 9. maddeleri ile AAÜT'nin 14/4. maddesi gereğince, "beraat eden ve vekil veya müdafi ile temsil edilen sanık yararına Hazine aleyhine maklu avukatlık ücretine hükmedilmesine, bu hükmün, sanığın 4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu gereğince görevlendirilen müdafi bulunması durumunda kovuşturma için Hazineden alınan ücretin mahsubu suretiyle uygulanmasına" ilişkin Özel Daire kararında hukuki isabetsizlik bulunmadığından; Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının reddine karar verilmelidir. Çoğunluk görüşüne katılmayan dört Ceza Genel Kurulu Üyesi; itirazın kabul edilmesi gerektiği düşüncesiyle karşı oy kullanmışlardır.

--------------

1. Ceza Dairesi 2025/260 E. , 2025/5669 K.

"İçtibat Metni"

GEREKÇE:
A. Sanık ... Hakkında Kasten Öldürme Suçundan Verilen Hüküm Yönünden
Yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan ve dosya kapsamına göre yeterli olduğu anlaşılan delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, hükme esas alınan ve reddedilen delillerin açıkça gösterildiği, vicdanı kanun dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, hükme esas alınan raporların yeterli olduğu, eylemine uyan suç vasfının doğru biçimde belirlendiği, yargılama sonucunda oluşan kanaat ve takdire göre ceza yaptırımının yasal bağlamda ve gerekçesi gösterilerek belirlendiği, sanık hakkında meşru savunma ya da sınırın aşılması hükümlerinin uygulanma koşullarının bulunmadığı, sanık lehine haksız tahrik ve takdiri indirim hükümlerinin uygulandığı, başkaca uygulanabilecek lehe hükmün bulunmadığı anlaşıldığından, ileri sürülen temyiz sebeplerinin incelenmesinde hükümde hukuka aykırılık bulunmamıştır.

B. Sanıklar ... ve ... Hakkında Kasten Öldürme Suçundan Verilen Hükümler Yönünden
Sanıklar ... ile ... müdafilerinin vekalet ücreti ile sınırlı temyiz istenilen yönünden yapılan incelemede; Ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulunun, 22.04.2025 tarihli ve 2025/10-67 Esas, 2025/184 Karar sayılı ilânında da açıklandığı üzere; karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 14/4. maddesinde yer verilen; “Beraat eden ve vekil veya müdafii ile temsil edilen sanık yararına hazine aleyhine makut avukatlık ücretine hükmedilir. Bu hüküm, sanığın 04.12.2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu gereğince görevlendirilen müdafii bulunması durumunda koyuşturma için Hazineden alınan ücretin mahsubu suretiyle uygulanır.” şeklindeki düzenleme karşısında, 5271 sayılı Kanun’un 150/3. maddesi gereğince yargılama merciinin talebi üzerine Baro tarafından kendilerine zorunlu müdafii görevlendirilen ve fakat yargılama sonucunda beraat eden sanıklar lehine vekâlet ücretine hükmedilmesi gerektiren, yasal ve yerinde olmayan gerekçe ile hükmedilmesine yer olmadığına dair karar verilmesi, hukuka aykırı bulunmuş ise de söz konusu hukuka aykırılık Yargıtay tarafından giderilmiştir.

--------------

2. Ceza Dairesi 2024/15033 E. , 2025/14744 K.
"İçtibat Metni"

GEREKÇE:
Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 1136 sayılı Avukatlık Kanunu'nun 168. maddesi ile Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 14. maddesinin 4. fıkrası uyarınca, beraat eden ve kendilerini 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu gereğince görevlendirilen zorunlu müdafii ile temsil ettiren sanıklar lehine ayrı ayrı maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğinin gözetilmemesi, bozmayı gerektirmiş, sanıklar müdafilerinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu sebepten dolayı 5271 sayılı CMK'nın 302/2. maddesi gereğince Tebliğname'ye aykırı olarak BOZULMASINA, ancak bu aykırılığın aynı Kanun'un 303. maddesine göre düzeltilmesi mümkün olduğundan, hüküm tarihine göre 17.900,00 TL. maktu vekalet ücretinden, Ceza Muhakemesi Kanunu Gereğince Görevlendirilen Müdafii ve Vekillere Yapılacak Ödemelere İlişkin Tarife uyarınca ödenen ücretin mahsubu ile bakiye kalan vekalet ücretinin hazineden alınıp sanıklara ayrı ayrı verilmesine karar verilmek suretiyle 5271 sayılı CMK'nın 302/1. maddesi uyarınca usûl ve yasaya uygun olan Adana Bölge Adliye Mahkemesi 8. Ceza Dairesi kararına yönelik TEMYİZ İSTEMLERİNİN ESASTAN REDDİ İLE HÜKÜMLERİN DÜZELTİLEREK ONANMASINA, dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304/1. maddesi uyarınca İskenderun 4. Asliye Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise Adana Bölge Adliye Mahkemesi 8. Ceza Dairesine gönderilmek üzere, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 08.09.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

--------------

3. Ceza Dairesi 2025/2485 E. , 2025/19948 K.
"İçtibat Metni"

GEREKÇE:
Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 14/4. maddesinde ki; "Beraat eden ve velsi veya müdafii ile temsil edilen sanık yararına Hazine aleyhine maktu avukatlık ücretine hükmedilir. Bu hüküm, sanığın 04.12.2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanun'u gereğince görevlendirilen müdafii bulunması durumunda kovuşturma için Hazineden alınan ücretin mahsubu suretiyle uygulanır." düzenleme uyarınca sanık yararına, Hazine aleyhine, sanık müdafine ödenen zorunlu müdafilik ücreti mahsup edilmek suretiyle maktu vekalet ücreti tayin olunması gerektiğinin gözetilmemesi bozmayı gerektirmiş, temyiz istemleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan 5271 sayılı Kanun'un 302 nci maddesinin ikinci fıkrası gereği hükmün BOZULMASINA, bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden aynı Kanun'un 303/1. maddesi gereği hüküm fıkrasınız; "Sanık kendisini 04.12.2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanun'u gereğince görevlendirilen müdafii ile temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 14/4. maddesi uyarınca, beraat eden ve kendisini zorunlu müdafii ile temsil ettiren sanık yararına ödenmesi gereken 29.800,00 TL maktu vekalet ücretinin (dosya kapsamında zorunlu olarak görevlendirilen müdafiye "Ceza Muhakemesi Kanun'u Gereğince Görevlendirilen Müdafii ve Vekillere Yapılacak Ödemelere İlişkin Tarife" uyarınca ödeme yapıldığına dair bir evrak bulunmadığı göz önüne alınarak) Hazineden alınıp sanığa verilmesine” ibaresinin eklenmesi suretiyle hükmün tebliğnameye aykırı olarak DÜZELTİLEREK ONANMASINA, dava dosyasının, 5271 sayılı CMK’nın 304. maddesi uyarınca Van 2. Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise Van Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 07.07.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

--------------

4. Ceza Dairesi 2025/4584 E. , 2025/12593 K.
"İçtibat Metni"

GEREKÇE:
Sanıklar ... ve ... müdafillerinin vekalet ücretine yönelik temyiz istemlerine yönelik yapılan incelemede; Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 14/4. maddesinde yer alan "Beraat eden ve vekil veya müdafi ile temsil edilen sanık yararına Hazine aleyhine maktu avukatlık ücretine hükmedilir. Bu hüküm, sanığın 4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu gereğince görevlendirilen müdafii bulunması durumunda kovuşturma için Hazineden alınan ücretin mahsubu suretiyle uygulanır." düzenleme dikkate alındığında kendilerine 5271 sayılı Kanun gereğince müdafii görevlendirilen ve İlk Derece Mahkemesince beraatine karar verilen sanıklar ... ve ... lehine hüküm tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi ile Ceza Muhakemesi Kanunu Gereğince Görevlendirilen Müdafi ve Vekillere Yapılacak Ödemelere İlişkin 2024 Yılı Tarifesi hükümlerine göre, 5271 sayılı Kanun gereğince görevlendirilen müdafii bulunması durumunda kovuşturma için Hazineden alınan ücretin mahsubu suretiyle maktu avukatlık ücretine hükmedilmesi gerektiğinin gözetilmemesi hukuka aykırı bulunmuştur.

--------------

6. Ceza Dairesi 2023/20592 E. , 2024/2497 K.
"İçtihat Metni"

GEREKÇE:
A.Katılan ... Vekilinin Temyiz Sebebi Yönünden,
Mağdur ... 24.05.2023 tarihli dilekçesiyle şikâyetçi olmadığını beyan ettiği, oysa ki kararı katılan ... vekili tarafından temyiz edildiği anlaşılmakla tebliğnamedeki temyiz talebinin reddine dair görüşe katılmayarak yapılan incelemede; Yapılan duruşmaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin yargılama sonuçlarına uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dava dosyası içeriğine Hukukî Süreç başlığı altında (3) numaralı paragrafta bilgilerine yer verilen Yargıtay bozma ilâmı karşısında katılan vel dilinin yerinde görülmeyen temyiz sebeplerinin reddine karar verilmesi gerektiği anlaşılmıştır.

B.Sanık Müdafinin Lehlerine Vekalet Ücretine Karar Verilmesi Gerektiğine İlişkin Temyiz Sebebi Yönünden, Diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak; Karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin 14 üncü maddesinin dördüncü fıkrasında yer verilen; "Beraat eden ve vekil veya müdafi ile temsil edilen sanık yararına Hazine aleyhine maktu avukatlık ücretine hükmedilir. Bu hüküm, sanığın 04.12.2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu gereğince görevlendirilen müdafii bulunması durumunda kovuşturma için Hazine’den alınan ücretin mahsubu suretiyle uygulanır." şeklindeki düzenleme karşısında, kendisini müdafilyle temsil ettiren sanık lehine vekâlet ücreti ödenmesine karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi hukuka aykırı bulunmuş ise de söz konusu hukuka aykırılık Yargıtay tarafından giderilmiştir.

--------------

8. Ceza Dairesi 2025/4012 E. , 2025/4200 K.
"İçtibat Metni"

GEREKÇE:
Sanık müdafinin temyiz dilekçesi kapsamına göre, vekalet ücreti ile sınırlı olarak inceleme yapılmıştır. Karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin 14 üncü maddesinin dördüncü fıkrasında yer verilen; "Beraat eden ve vekil veya müdafii ile temsil edilen sanık yararına Hazine aleyhine maktu avukatlık ücretine hükmedilir. Bu hüküm, sanığın 04.12.2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu gereğince görevlendirilen müdafii bulunması durumunda kovuşturma için Hazineden alınan ücretin mahsubu suretiyle uygulanır." şeklindeki düzenleme karşısında, kendisini müdafii ile temsil ettiren sanık lehine vekâlet ücreti ödenmesine karar verilmesi gerektiğinin gözetilmeyip bu hususta talebin reddine karar verilmiş olmasının hukuka aykırı olduğu değerlendirilmiş; ancak bu hususun Yargıtay tarafından düzeltilmesi mümkün görülmüştür.

--------------

10. Ceza Dairesi 2025/305 E. , 2025/5471 K.
"İçtihat Metni"

GEREKÇE:
A. Sanık ... Hakkında vekalet ücretine ilişkin verilen karar yönünden;
Sanık müdaflinin temyiz isteminin beraat kararı üzerine vekalet ücretine hasren yapıldığı anlaşılmakla; 1136 sayılı Kanun'un 168. maddesi ve hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 14/4. maddesi uyarınca, beraat eden ve kendisini vekil ile temsil ettiren sanık lehine Bölge Adliye Mahkemesince maktu avukatlık ücretine hükmedilmesi gerektiğinin gözetilmemesi hukuka aykırı bulunmuş, bu hususun Yargıtay tarafından düzeltilmesi mümkün görülmüştür.

B. Sanık ... Hakkında kurulan hüküm yönünden;
Sanığın üzerinde yapılan aramada kasık bölgesinde 46.4 gr uyuşturucu maddenin ele geçirildiği olayda sanığın üzerinde arama yapılabilmesi için Mahkemeden ya da Cumhuriyet Savcılığından alınan arama kararının bulunmadığı anlaşıldığından ele geçirilen uyuşturucu maddenin hukuka aykırı delil mahiyetinde olduğu ve hükme esas alınamayacağı; ancak daha sonra Cumhuriyet savcısından alınan yazılı arama emrine istinaden araçta yapılan aramada 24 pakette 24.8 gr uyuşturucu maddenin ele geçirildiği ve hukuka uygun delil olarak kabul edilerek hükme esas alınabileceği tespit edildiğinden hukuka aykırı delil sonuca etkisi görülmemiştir. İlk Derece Mahkemesinin ve Bölge Adliye Mahkemesinin, suçun vasfı ile sübutuna, delillerin değerlendirilmesine, 5237 sayılı TCK’nın 188/4-a maddesinin uygulanmasına, arama kararında bir hukuka aykırılık bulunmadığına, delillerin eleştiri dışında hukuka uygun olarak toplandığına ilişkin takdirlerinde bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmakla sanık müdaflinin temyiz sebepleri yerinde görülmemiş; hükümde açıklanan gerekçeler, tüm dosya kapsamına göre usul ve yasaya uygun bulunarak, hükümde hukuka aykırılık tespit edilmemiştir.